Kayıtlar

Şubat, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İstanbul'un Göbeğindeki Saray Yavrusu ve Kütüphanesi

Hepinize yeniden merhabalar, bugün bir yazıyla daha karşınızdayım. Bu sefer diğerlerine nazaran biraz daha özel bir kütüphaneden bahsedeceğim: Fransız Sarayı Kütüphanesi. Beyoğlu'nda, İstiklal Caddesi'ndeki Galatasaray Lisesi'nin hemen arkasında bulunan bu alanın kapılarından içeri adımınızı attığınız anda karşınıza adına yakışır güzelliğiyle ana bina ve coşkuyla dalgalanan dev Fransız bayrağı çıkıyor. Bir saray yavrusu denebilecek bu yapı 19. yüzyıldan beri İstanbul'a geldiği zamanlarda büyükelçi, ailesi ve misafirlerini ağırlıyor. Karşısındaysa bizi ilgilendiren kısım var, kütüphane. Arkeoloji ve haritalar üzerine yoğunlaşan arşivinde çokça dilden kitap ve harita bulunuyor. Küçük odalardan oluşmuş bu kütüphanenin içerilerine gittikçe oturacak ve kitabınızı okuyacak sandalyeler bulma şansınız da ortaya çıkıyor. Her ne kadar gezerken bu bana size geldiği kadar cazip gelmiş olsa da gezinin kalanına yetişmem gerekiyordu ve söz konusu fırsatı değerlendiremedim. Eğer benim

Tarihi Binasında Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi

Resim
Merhabalar, bugün sırada bir kütüphane daha var size anlatmak istediğim, bir ziyarete değer olduğunu düşündüğüm. Kadıköy'de bulunan ve okulumuz İstanbul Saint-Joseph Lisesi'ne kelimenin tam anlamıyla "üç adım" mesafede olan Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi, bilimkurgu yayınları üzerine yoğunlaşan bir arşive sahip olmakla birlikte bünyesinde edebiyat ve dil bilimi kitapları da bulunduruyor. Çok katlı, tarihi ve ahşaptan yapılma bir binayı kendine ev edinen bu kütüphanenin hikayesi, kanımca arşivindeki kitapların çoğundan daha ilgi çekici (ki düşünün, bir bilimkurgu kütüphanesinden bahsediyoruz, en ilgi çekici eserlerin verilmiş olduğu dal bu!). Söz konusu kütüphane, Türkiye'nin görmüş olduğu en genç ve en parlak bilim adamlarından birinin üzerine isimlendirilmiş. Öyle ki, kendisi CERN'e, tabiri caiz ise bilimin Kabe'sine gitmeye, orada eğitim görmeye hak kazanmıştı. Ancak oradaki eğitimini bitirme fırsatına hiç sahip olamadı. 2007 yılında Isparta Süleyman D

Eskiler Altındır :)

Yeniden merhaba! Bugünkü yazıma direkt olarak, olayı uzatmadan geçiş yapacağım çünkü aklımda konum üzerinde birkaç şey topladım ve onları unutmak en son istediğim şey. Şimdiden sizi uyarayım, bu konuda muhtemelen bana katılmayacaksınız, bahsedeceğim isimleri hiç duymamış olabilirsiniz bile. Zaten daha hiç bu konuda zevklerimin uyuştuğu yaşıtıma rastlayamadım, bırakın yaşıtı genel olarak da pek bir tanıdığım yok aslında, anca 5-6 kişi. Konum müzik zevki, spesifik olarak benim müzik zevkim. Aranızdan " Bana ne canım senin dinlediğin müzikten" diyenler varsa eğer, size cevabım hazır : Bu yazıyı yazış amacım sizi sıkmak değil, yeni ufuklara ulaştırmak. Biliyorum ki çoğunuz burada geçecek isimleri hiç duymadınız, eğer bu yazıyı okuduktan sonra birine bile "Bu da neymiş?" diyerek bakarsanız ben kendimi galip sayarım çünkü kanımca müzik pek de iyi yerlere gitmiyor, gittikçe otomatikleşiyor ve kirleniyor. İşte tam da bu yüzden benim tarzım 80'ler. Dinlediğim şarkıların

Kadıköy Kütüphanesi, Çok Yakınımızda Ama Kimse Bilmiyor!

Resim
Merhaba tüm okurlar, blogseverler! Bugün sizlere uzunca bir süreden sonra yeniden "özgür" olmanın coşkusuyla yazıyorum. Son 1 haftamı hasta ve son 4 günümü hastanede geçirdikten sonra evime döndüm. Tüm bu zaman dilimi içerisindeyse aklımda hep bloglarımı yazmak vardı. İnanın, bugün bahsedeceğim haricinde iki kütüphane daha gezdim ve bunlar hakkındaki fikirlerimi paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Her neyse, bugün sizlere Kadıköy Kütüphanesi'nden bahsetmek istiyorum. Hazinesinde tarih, edebiyat ve sanat hakkında çeşitli dillerde ve çeşitli uzunluklarda binlerce kitap bulunduran bu kütüphanede Osmanlı tarihi kitaplarından Oxford sözlüklerine, Ana Britannica ansiklopedilerine kadar her türlü kaynak mevcut. Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi'yle birlikte okulumuza çok yakın olan kütüphaneler arasında öne çıkan bu mekan, aslında bir çoğumuzun belki her gün önünden geçip de dikkat etmediğimiz cinsten. Kadıköy İskelesi'nin hemen karşısında, meydanın ortasındaki küç

Milyonluk Arşiviyle Beyazıt Kütüphanesi, İstanbul'un Bilinmeyen Hazinesi

Yeniden merhaba! Artık bu bloğun oluşturulmasının asıl amacı olan kütüphane projesinin kütüphanelerle ilgili ilk yazısını yazmanın vakti geldi. Bu ilk yazım şu ana kadar gezdiğim dört kütüphaneden en beğendiğim hakkında olacak: "Beyazıt Kütüphanesi". Gezdiğim diğer kütüphaneler ise Kadıköy, Özgen Berkol Doğan ve Fransız Sarayı kütüphaneleri. Onların yazıları da sömestr tatili bitene kadar burada yayınlanmış olacak. Her neyse, biz ana konumuza geri dönelim. Öncelikle neden bu kütüphaneyi diğerlerinden daha çok sevdiğimi anlatayım. Aslında birden fazla sebep var ancak sanırım en baskın olanı neredeyse bir milyon eserle en büyük arşive ev sahipliği yapması ( evet, yanlış okumadınız ). Son yüzyılda, hatta daha da eskiden beri Türkiye toprakları içerisinde yayınlanmış her kitap, gazete, dergi, aklınıza yazılı kaynak olarak ne geliyorsa hepsi elinizin altında. İşte bunu kavramanın zorluğu bile bir ayrı hoş geliyor insana. Bir başka sebep olarak aklıma bu kütüphaneyi projeye katıla