Kadıköy Kütüphanesi, Çok Yakınımızda Ama Kimse Bilmiyor!

Merhaba tüm okurlar, blogseverler! Bugün sizlere uzunca bir süreden sonra yeniden "özgür" olmanın coşkusuyla yazıyorum. Son 1 haftamı hasta ve son 4 günümü hastanede geçirdikten sonra evime döndüm. Tüm bu zaman dilimi içerisindeyse aklımda hep bloglarımı yazmak vardı. İnanın, bugün bahsedeceğim haricinde iki kütüphane daha gezdim ve bunlar hakkındaki fikirlerimi paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Her neyse, bugün sizlere Kadıköy Kütüphanesi'nden bahsetmek istiyorum. Hazinesinde tarih, edebiyat ve sanat hakkında çeşitli dillerde ve çeşitli uzunluklarda binlerce kitap bulunduran bu kütüphanede Osmanlı tarihi kitaplarından Oxford sözlüklerine, Ana Britannica ansiklopedilerine kadar her türlü kaynak mevcut. Özgen Berkol Doğan Bilimkurgu Kütüphanesi'yle birlikte okulumuza çok yakın olan kütüphaneler arasında öne çıkan bu mekan, aslında bir çoğumuzun belki her gün önünden geçip de dikkat etmediğimiz cinsten. Kadıköy İskelesi'nin hemen karşısında, meydanın ortasındaki küçük, şirin yeşillik alanda bulunan o heybetli tarihi bina bu kütüphaneye ev sahipliği yapıyor. Bana İstanbul'da yaşayıp da bu binanın önünden bir kere bile geçmemiş birini gösteremezsiniz, değil mi? Ben bile önceden hep merak ederdim bu bina nedir, neden burada diye de bu proje sayesinde öğrendim. Açıkçası bu yazıda okul arkadaşlarıma özel olarak seslenmem gerekiyor, ders çalışmak için aradığımız o sessiz, sakin, ağırbaşlı ortam burası! Kafelerde, restoranlarda ya da en büyük ihtimal olan evinizde ders çalışmayı bir sefere mahsus kenara bırakın; kafanızı dersten kaldırdığınızda martıları, bacasında dumanıyla Haydarpaşa Garı istikametinden size doğru yaklaşmakta olan Şehir Hatları vapurlarını; İstanbul'un koşuşturması içine kaynamış, bir eliyle çantasını, öbürüyle şapkasını tutarak vapurunu ya da otobüsünü yakalamaya çalışan o adamı görebileceğiniz bu huzurlu çalışma ortamına gelin. Ses konusunda da hiç şüpheniz olmasın, içeride bulunan insanların tümü kütüphane kültürüne alışkın ve yalıtım çok üst seviyede. Ancak aklınızda bulunsun, eğer oturacaksanız önceden arayıp kendinize bir masa ayırtmanız lazım. Size verilecek masa numarasını gördüğünüz yer hariç hiçbir yerde oturamazsınız. Bir başka mesele daha var, benim gibi kimliğinizi evde unutup gitmeyin, pek hoş olaylar yaşanmayacaktır :) . Aşağıya birkaç fotoğraf bırakarak bu yazıya son vereyim ben de o zaman.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihi Binasında Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi

İstanbul Boğazı Kıyısından Eleştirel Bir Yazı

Milyonluk Arşiviyle Beyazıt Kütüphanesi, İstanbul'un Bilinmeyen Hazinesi