Eskiler Altındır :)

Yeniden merhaba! Bugünkü yazıma direkt olarak, olayı uzatmadan geçiş yapacağım çünkü aklımda konum üzerinde birkaç şey topladım ve onları unutmak en son istediğim şey. Şimdiden sizi uyarayım, bu konuda muhtemelen bana katılmayacaksınız, bahsedeceğim isimleri hiç duymamış olabilirsiniz bile. Zaten daha hiç bu konuda zevklerimin uyuştuğu yaşıtıma rastlayamadım, bırakın yaşıtı genel olarak da pek bir tanıdığım yok aslında, anca 5-6 kişi. Konum müzik zevki, spesifik olarak benim müzik zevkim. Aranızdan " Bana ne canım senin dinlediğin müzikten" diyenler varsa eğer, size cevabım hazır : Bu yazıyı yazış amacım sizi sıkmak değil, yeni ufuklara ulaştırmak. Biliyorum ki çoğunuz burada geçecek isimleri hiç duymadınız, eğer bu yazıyı okuduktan sonra birine bile "Bu da neymiş?" diyerek bakarsanız ben kendimi galip sayarım çünkü kanımca müzik pek de iyi yerlere gitmiyor, gittikçe otomatikleşiyor ve kirleniyor. İşte tam da bu yüzden benim tarzım 80'ler. Dinlediğim şarkıların %85'i 80'li, %10'u 70'li yıllardan desem yerinde olur sanırım. Kalan %5 de istisna kategorisine giriyor. Sonuçta her yeni şarkı kötü olacak diye bir kaide yok, onu düşünmek önyargı sahibi olmak anlamına gelir. Sözün özü şu ki, bu yazıyı okuduktan sonra sizden tek bir isteğim var , o da eskilerin şarkılarına bir göz atmanız. Türkçe olmuş, İngilizce olmuş, Fransızca olmuş, isterse Farsça olmuş fark etmez, ben o yılların şarkılarının kendilerine has bir rengi olduğu kanısındayım, her şarkıda var olan ve kendini gösteren bir renk. Hatta İngilizce'de " Oldies Goldies " diye bir deyiş vardır, aşağı yukarı " Eskiler altındır " gibi bir tercümesi var. Son olarak da yaptığım kısa girişte " bahsedeceğim isimler " diye diye kafanızı ütülediğimin farkındayım, o isimlere biraz değineyim. Bu isimler benim favori şarkıcılarım ya müzik gruplarım olurlar. Size küçük bir tavsiye olarak onları listelemek istedim:

1) Dire Straits - özellikle "Brothers In Arms" albümü -

2) Chris De Burgh - özellikle "Power of Ten" albümü -

3) Sting - "The Police" grubunun solistliğini de yapmıştır. -

4) Phil Collins 

5) Elton John

6) ABBA - özellikle "ABBA Gold" albümü -

7) The Alan Parsons Project

8) Pink Floyd - özellikle "Wish You Were Here" albümü -

9) Supertramp - özellikle "Breakfast In America" albümü -

10) Simon & Garfunkel - özellikle " The Sound of Silence "ve "Mrs. Robinson" şarkıları.

11) François Feldman 

... Eklemezsem içim rahat etmez :

Gary Moore - Still Got The Blues

Jean François Michael - Adieu Jolie Candy 

Evet, bugünlük yazım bu kadardı. Umut ediyorum ki bu yeni müzik türü size bir şeyler katar. Çünkü, siz fark edin ya da etmeyin, müzik hayatınızda çok büyük yer kaplar ve bu herkes için geçerlidir. Neyse, sanıyorum ki haftaya görüşemeyeceğiz, sınav haftası başlıyor. Bu sebeple 27 Aralık 2017 ile 1 Ocak 2018 arasında gezeceğim iki kütüphaneyle (şimdilik Studio X ve Berkol Doğan kütüphaneleri gibi görünüyor)  ilgili yazacağım iki ayrı yazıyla karşınıza çıkacağım. Hazır olun:

Seneye Görüşürüz. 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Tarihi Binasında Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi

İstanbul Boğazı Kıyısından Eleştirel Bir Yazı

Milyonluk Arşiviyle Beyazıt Kütüphanesi, İstanbul'un Bilinmeyen Hazinesi